19 Ocak 2011 Çarşamba

Hz. Ali’nin Şehadeti

Tahmini olarak miladi 599 yıllarında Mekke şehrinde doğan Hz. Ali’nin babası Ebu Talib annesi Fatımadır. Hem anne hem de baba tarafından Kureyş’in Beni Haşim kolundandır. Künyesi Ebu’l-Hasan, lakabı Haydar ve unvanıda Emir’ul-Müminindir. Kendisine Rasulullah (s.a.v) tarafında Ebu Turab (toprak babası) lakabı da verilmiştir.
Kensisi Peygamber dostudur ve aynı zamanda Ehl-i Beytendir. Peygamberimiz(s.a.v)’in kızı Fatıma ile evlenmiştir.
Sıffin savaşı sonrası, gerek Nehravan savaşı(Hariciler ve Hz. Ali ordusu arasında gerçekleşmiştir)  gerekse ondan sonra Müslümanlar arasında ortaya çıkan fitne fesattan ötürü ortalık durulmadı. Bunun sonucu olarak da İslam birliği sağlanamadı.
İslam devleti hudutları içinde yaşayan halk, Hz. Ali’ye taraftar olanlar-ehl-i şia-; hakem kararı ile halife seçimini kabul eden Muaviye taraftarları yani nasiba; hakem meselesini protesto eden ve ileride sayıları artıp hükümetlerin başına bela olacak hariciler ile, Hz. Osman ve Hz. Ali döneminde meydana gelen karışıklıklardan dolayı müteessir ve yalnız seyirci kalan Selefiyye gibi gruplara ayrıldılar.
Hariciler bu gruplaşmalara sebep olarak Hz. Ali, Muaviye ve Amr ibn’il- As ‘ı gösteriyorlardı. Abdurrahman ibni Mülcem, Bekr bin Abdullah ve Amr bin Bekr Et-Temimi adlarındaki üç harici sebep olarak gösterdikleri bu üç kişiyi aynı gün aynı saatte öldürerek fitne ve fesadı ortadan kaldıracklarını düşünerek bir süikast hazırladılar. Abdurrahman ibni Mülcem Ali’yi , Bekr bin Abdullah Muaviye bin Ebu Sufyan’ı  ve Amr bin Bekr Et-Temimi de Amr ibn’il- As ı öldürecekti.
17 Ramazan hicretin 40. Yılı Cuma günü (21 Ocak 661) Amr bin Bekr Et-Temimi Amr ibn’il- As’ı tanımadığı için ona vekaletten sabah namazı kıldıran Harice bin Huzafeyi yanlışlıkla Amr zannederek şehit etti.
Muaviye bin Ebu Sufyan’ı öldürcek olan Bekr bin Abdullah saldırısı sırasında Muaviye hançerden kendini koruyarak hafif bir yara ile suikastı atlattı.
Hz. Ali ise o gün oğlu Hasan ile birlikte sabah namazını kıldırmak için camiye geldi. O gece camide yatan Abdullah ibni Mülcem, koynundan çıkardığı zehirli hançeri ile Hz. Ali başından ciddi bir şekilde yaraldı. Halife derhal evine götürüldü. Hz Ali sağ kaldığı sürece katilin cezalandırılmamasını söyledi eğer ölürse de aynı şekilde katilin öldürülmesini istedi. Ölümünden sonra Hasan’ın halifeliği ile ilgili bir şey söylemedi.
İslamın ilk müslümanlarından olan, Allah ve Peygamber yolunda cihat eden Allah’ın aslanı lakabına nail olan, aynı zamanda İslamın büyük alimi Hz. Ali olaydan üç gün sonra 20 Ramazan Hicretin 40. Yılında (24 Ocak 661) tarihnde rahmet-i rahmana kavuştu. Kufe şehrinin Gavri adındaki kabristanına defnedildi.
Allah ondan ve onlardan razı olsun, bizlere de onların bıraktıklarına sahip çıkmayı nasip etsin...
Fikir çatışmalarından hakikat çıkar.
                                                  Hz.Ali
Kaynak: Başlangıçtan günümüze İslam Tarihi, Hayati Ülkü, çile yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder